Cuma, Şubat 16, 2007

Yağmur Çamur

Yağmur da ışık gibi insanı etkileyen, melankoliye kaptıran bir hava olayıdır. Kar mesela pek melankoli yapmaz, daha çok neşe verir. Salak salak elindeki karı top haline getirir, karşındaki arkadaşını suratından vurmak istersin. Bu davranış çocuk da olsan, eşşek kadar da olsan Türkiye'de de böyledir, Amerika'da da İsviçre'de de..değişmez, ilginç tabii..Yağmurun adı bile hüzünlüdür. Yağmurda öpüşmek, sarılmak, ıslanmak, telefonda konuşmak, koşmak, bi duvara yaslanıp ağlamak,kaldırım kenarına oturup kafanı dizlerine çekerek ağlamak,arabaların üstüne su sıçratması, gök gürültüsü, ardından 7 san. saymak,şemsiye kullanmak ya da kullanmamak, şemsiyenin üzerinden gelen tıp tıp sesleri, evdeysen eğer panjurun üzerine düşen pıt pıt sesleri, kuşların kanatlarını gagalarıyla didiklemesi,siyah beyaz filmlerde yağmur yağması, İngiltere'deki siyah taksilerin camlarındaki su damlacıkları, geceyse trafik ışıklarının yere yansıması, kırmızı arabaların kırmızısının daha belirgin olması, kafana gazete koyarak koşmak, ekmeği paltonun içine sokmak, karnenin ıslanarak mürekkebin dağılması, yanakların kızarması, yarı kelsen iğrenç gözüken saçların, saçların kahverengiyse siyah gözükmesi, iç çamaşırın inceyse üzerine yapışan kıyafet sonucu manzara, denizdeysen suyun sıcaklığı, arka odada sıcak çikolata, Eminönünün karışıklığı ve işportacıların siyah büyük naylonları, ağaçların ve toprağın kokusu, şarkılarda yağmur..Işık konusuna da başka bir sefer değineyim derken yağmur ile ilgili naçizane atasözümü de yazasım var:

-Yağmur durdu, sen de durdur
(by me)

Hiç yorum yok: