Çarşamba, Temmuz 30, 2008

Derya,Defne ve Ege


Bu balıkların hepsine sarılmak istiyorum ben ....balıklar çok komikler, peşlerinden gittiğinizde kuyruklarını hıpızlı sallaya sallaya kaçıyolar :) Bu balıklar kadar güzel 3 çocukla tanıştım hafta sonu. 3'ü de 8 yaşındalar..2 erkek ve 1 kız....Onları bol bol izleme imkanım oldu bu arada da..Derya, Defne ve Ege...3 güzel isim bir arada...İçlerinde ben en çok Derya'yı sevdim, çünkü içine atan hüzünlü bi çocuktu..Defne ve Ege daha iyi anlaştı...Derya aslında onlarla aynı yaşta olmasına rağmen daha küçük gösterdiği için midir, yoksa hemen herşeye küstüğü için midir pek almadılar aralarına.. Onlara çin daması öğrettim. Derya'yı tavla oynarken aralarına almadıkları için oyunu en önce Derya öğrendi ve çok sevdi..Diğerleri de Derya onları iki oyunda da yendiği için tavla oynamaya devam etmek istediler..Bişeye üzüldüğü zaman hemen sesi kısılıyor ve zorlanarak çıkarıyor kelimeleri Derya, dokunsan ağlıycak..Çelimsiz, kumral ama bi o kadar da güzel gözleri olan bi çocuk... Otobüsle dönerken de kustu :) bi de ortalığı batırdı diye ağladı :I yerim ben seni yaa, şaşkın çocuk Derya!!!

Cumartesi, Temmuz 19, 2008

i love deep










Çarşamba, Haziran 11, 2008

Gol


Something is everything happened..
(by Fatih Terim)

Cuma, Haziran 06, 2008

My name is Max..

Hey gidi günler hey... Ne güzel oyundun sen Sanitarium....

Çarşamba, Haziran 04, 2008

a touch of paradise

beadybelle a touch of paradise, bugünlerde en çok dinlediğim şarkı...









Pazartesi, Nisan 07, 2008

Romulus


Uzun zaman sonra bu filmi yazıyım dedirten bi film oldu romulus my father benim için.... Tabii ki beni filme çeken ilk bakışta çok sevdiğimiz eric bana ....Onu Berlin'den, Truva'dan hatta kötü film Black Hawk Down'dan, Hulk'tan hatırlayabiliriz, ve unutamayız ...Kendisi cool, samimi ve tam tanımı gerçekçi oyunculuğu ile filmlerine renk katıyor..Şu sıralar kitabı bestseller olan Boleyn Girl filminde de başrolde...Sakin, sevecen, aynı zamanda hafif sert kişiliği ile hatrı sayılı bi hayran kitlesine sahip...Sakin agresiflerden :) Film mülemmel güzellikte bir çekim kalitesine sahip, bunu geçemeyiz. Renk seçimi, filmin kötümser yapısını bozuyor, olaylar seyirciyi içten içe karartabilecekken yine de iyi bişeyler olacakmış hissini veriyor. Beklenmedik olaylardansa hayatın basit akışını sıkmadan anlatabiliyor. Film, göçmen 3 kişilik bir ailenin hikayesi..Baba karakter becerikli, sabırlı, çalışkan..çocuk yaşından fazla bilinçli, olgun ama çocuk sonuçta...çok da başarılı bir performans çizmiş, çocuğun gözlerindeki bakışları, taşıdığı ama belli etmediği yük..hakikaten başarılı..bu filmin hafızama kazınan 2 sahnesi var.. Biri Rumulus'un karısının sevgilisini tren istasyonuna götürdükten sonra, motorsikletle dönerken bi an karşısındaki ağaca bakması ve ona çarpmak istemesi..Bence bu sahne çok başarılıydı, klasik bi intihar sahnesi havası vermedi kesinlikle..İkincisi ise, anne (Franka Potente ki ben çok severim) intihar ettiğinde babasının dönmesini sabaha kadar bekleyen çocuğun evin verandasında köpekle beraber uyuduğu ve sabah babası geldiğinde uyandığı sahne.. Anne ise dengesiz, ciddi gel gitler yaşayan bi kadın..Sonunda da gittiği yerden dönemiyor zaten ve intihar ediyor ...Üzücü ..Sadede gelicek olursak basit hayatımızın içinde akan olayların iç yaşamımıza yansımasını basit ama etkili bi şekilde anlatabilen ve bu anlamda başarıyla temsil edebilecek bir filmdi..Duragan konusuna rağmen, filmden koparmayan sıkmayan bu başarılı filmi alkışlıyoruz o halde...

Cuma, Şubat 29, 2008

Ulvi Meseleler

Kendi genetiksel oluşumumuza bakaraktan,dünyanın var olmasından bu yana,benim ya da senin aynısından bi tane daha var olmuş mudur? Akrabasal olarak düşündüğümüzde dedemizin dedesi,onun dedesi,dedesinin dedesi falan diye gittiğinde dedelerden aynısı olan var mıydı?Mesela teleskop icad edildiği zaman, Mayaların matematiğin sınırlarını zorladıkları ve futbolu insan kafalarıyla oynamayı tercih ettikleri zamanda, Nasca'daki o ilginç şekillerin çizimi sırasında benim aynım ama tıpatıpım var mıydı? Bunun olma olasılığı ne? Kesinliliği söz konusu mu?Vardıysa bi daha olma olasılığı var mı? Cinsel ayrıma göre olasılık oranı değişiyor mu? Peki vardıysa benim aynım ya da senin aynın,bunu öğrenme olasılığımız var mı? ya da ne? Evet ne?

Bu yazıya fi tarihinde gelen ahkamlar;

Yarma;

evet var olasiligi...

vic vega;

olmama olasılığı ile eşit olarak,..

winmaker;

aklıma ne geldi. acaba dünyadaki active user sayısı diilde bugüne kadar aldığı hit sayısı nedir?

mushroom;

ben soruşturdum. "abi öyle bir şey olsa kesin sana haber verirdik" dediler. "peki yengeniz?" dedim. "yok abi, mümkün değil" dediler.."tamam o zaman, problem yok.." dedim ben de..

ingilizanahtari;

bunu hesaplamak, önce tam gen haritamızın çıkması lazım, sonra bunun kaç tane kombinasyona izin verdiği, yani dünyada kaç model insan olabileceği hesaplanabilir. İlk homo-sapiens'ten bu yana kaç tane insan doğduğu ve bu doğumların dönemlere göre kaç tanesinin erişkin hale gelebildiğini de hesaplamak çok zor olmasa gerek. Çıkan iki rakamı karşılaştırarak sonuca ulaşabiliriz. Örneğin bugüne kadar 80 milyar homo sapiens erişkin olarak var olduysa ve homo sapiens DNA ları 850 katrilyon kombinasyona olanak veriyorsa bir tane daha sen olmuş olma ihtimali 1 / 100,000 civarında bir rakam olsa gerek. Ancak insanlık bi 4-5 milyar yıl daha sürebilecekse muhakkak tekrarlamalar, yeni Liv Tyler'lar, Leonardo Da Vinci'ler, Buddha'lar çıkacak ama muhtemelen hiçbiri kiminle aynı genetik yapıda olduğunu bilemeyecek. Üzücü tabi.

aptal ;

en büyük tasarımcı olan tanrı vakti zamanında uğraşıp bi tane insan tasarlamış. o gün bu gündür copy-paste edip ufak modifiyelerle yolluyo insanları dünyaya. o bile üşengeç olduktan sonra biz nie sermiyelim die düşünmüyor değilim. ayrıca ingilizanahtaranın kombinasyonuna karakter çeşitlerinide eklersek içi dışı sana benzeyen bir insanın daha var olması ihtimali gittikçe azalıyor gibi..

En güzelini aptal söylemiş.. tebrikler!!