Perşembe, Mart 22, 2007

Yalnızlıktan hiç kaçış yok!


Yalnızlık, sosyal psikologlara göre sadece bir hissetme haliymiş... Çiko'yu ağlatan ne ise onun hislerinin(gözünden akan acı gözyaşlarının) kuvveti ile ilişkili yani..:) Bu bana göre saçma, çünkü ben yine sosyal psikologlara göre, varoluşsal yalnızlık çeken bir tipmişim. Burda kendi kendime konuşmam, ve bunu; bakın ben kendi kendimle konuşuyorum, bunu yaparken de bunu internette yapıyorum ki herkesler bilsin gibisinden yapmam, benim varoluşsal bir yalnız olduğum anlamına geliyor. Böyle bi mantık yok tabii ki! Ancak yalnızlık hissiyatı ya da depresyon gibi kavramlar başından sonuna çok ilginç geliyor..Şöyle bir düşünürsek, yalnızlık insanı komikleştiren bişey de aslında... Kişi o kadar yalnızdır ki misal, sokağa çıktığında ayakları felan burkulur, doğru düzgün yürüyemez.. Konuşmalarında seçtiği kelimeleri birbirine karıştırır, bu karşı taraftaki insanlara komik gelebilir. mi acaba? Yapılan araştırmalara göre evet, yalnızlık içinde boğulan arkadaşlarımız sokakta en çok ayak burkan arkadaşlarımızmış. Bu araştırmayı hangi milletten bilim adamlarının yaptığını tahmin etmekse zor değil, İngilizlermiş..He bundan ayrı, yalnız insan yaratıcı insandır ve tüm şairler yalnızdır diyebiliriz. ''Ya erkenden ölürler, erkenden ölmezlerse de intihar ederler''. denilmiştir.İntiharlarının sebebi depresyon değildir.Çünkü öğrendiğime göre, intihar depresyon halinde gerçekleşmezmiş.İnsan depresyondayken, kolunu bile kaldıramazmış. İntihar, depresyondan çıkıldığı an gerçekleşirmiş. İlham veren kaynak şurda.
İntihar eden şairlerden en ünlüsü diyebilirim Sylvia Plath için.. Gywneth Paltrow'un canlandırdığı, hayatının anlatıldığı film hakikaten güzeldir. Sylvia Plath'in hayatı, filmi izleyenler bilirler(kimse onlar) kendi acı hikayesini yaratmaya çalışır gibidir...8 yaşından beri intihar eder ama her seferinde kurtulur. Filmden izlediğim kadarıyla o da kendini kalabalıkta yalnız hisseder. Kendine özgü, kıskançlığı,hırsı ve kini dışında.. Kocası da şairdir ve kocasıyla şiir yarıştırır. 8 yaşında intihar etmesinin sebebi, şiir sınıfına kabul edilmemesiymiş mesela.. Aynı zamanda sorumluluk sahibi bir kişi olarak, intihar ederken, yan odada uyuyan çocuklarının başına kurabiye ve süt koyar, kapılarının altına da gaz sızmasın diye bez tıkar, mutfaktaki fırının içine kafasını sokarak orada ölür. Filmi şiddetle tavsiye ediyorum..Hani sizi depresyona sokan şarkılar, filmler, kitaplar ve şiirler vardır ya..Kısa bi liste yapıverirsek; Kitap:Okyanustaki Krallar ,Albüm: Kesmeşeker ,Film:Oğul Odası ..v.b gibileri... Kendine acı çektirmeye alışmışsan yalnız olmuşsun demektir. Kendine acı çektiriyor ama acı çekmiyorsan yalnızsın demektir. Bir başkası sana hala acı çektiriyorsa canına kıyacak kadar yalnız değilsin demektir. Yalnızlığını anlatmaya çalışmak ve bunu kimsenin anlamaması yalnızlığın has hali, kuş konmamış, balta girmemiş ormanıdır.
-Ve yukarıda yazılanların çoğu, en az yazıda bahsi geçenler kadar yalnız bir insan tarafından uydurulmuştur. Boşuna dememiştim yalnız insanlar yaratıcı olurlar diye..