Salı, Temmuz 24, 2007
18 Eylül 2002
çarşambaları hep sevdim yazısı yazmışım bi aralar... Hatta ilk ahkamı da oky kesmişmiş..
Hayatta hiçbişeyin başlığı olmasın

Hava bi acaip sıcak, serinletici bi rüzgar var zannediyosun ama bi ekmek fırınının önünde duruyormuşsun gibi de acaip bunaltıcı.. Ekmek fırını isim tamlaması da ne kadar acitasyon iki kelime... Ekmek zaten böyle bir yazıda arabesk bi unsurmuş gibi duruyor..Neyse...Böyle bi havada herşey bunaltıyor insanı...Albert Camus'nun bi kitabı vardır ''Yabancı'' .. Orda yargılanan roman kahramanı, neden öldürdüğünü soran hakime -hava çok sıcaktı cevabını verir... İşte sıcak böyle bişi demek ki... Yıllar yılı böyle bi hava görmemiş ve bu denli de bunalmamıştım. Allahım ben bunalım mı geçiriyodum ki de sıcağın beni bunalttığı yalanını uyduruyodum... Olabilir mi..Olmayadabilir....Bu süper fotografı da bu dandirik yazıda harcamış oldum böylelikle...vay anasını sayın seyirciler... ----Fotograf kaynak: http://reclamlar.blogspot.com..
Perşembe, Temmuz 19, 2007
F=G x M x m:d2
Benim hiç, Evren'in, her biri farklı bir dizi bilimsel yasaya uyan iki alemden oluştuğunu söyleyen bir öğretmenim olmadı...Kimsenin olmamıştır diye düşünüyorum.. Newton'un ilkokul öğretmeni Stokes böyle demiş mesela derslerinin birinde...İlginç...
Şöyle ki, zaten anlattığı ders hakkında yorumu olan bi öğretmenim de olmadı.. Bunu genelde tarih öğretmenleri yapar, yorum katmayı yani, ya da edebiyat... Tarih derslerinde sıkılırdım, savaşların tarihleri, antlaşmaların tarihleri... v.s.. Üniversitede, zorunlu ders İnkılap Tarihi yüzünden 1-3 barajına takılmış ve okulu uzatmış biri olarak tarih dersleri hakkında pek konuşmaya da hakkım yok herhalde.. İlginç olan şeyse aslında tarihi seviyor olmam.. Okulda anlatılanı değil, kendi ulaşabildiğim bilgileri seviyorum.... Yorum konusuna geldince, hiç bir Fizik öğretmenim de,kalkıp benim de şu çalışmalarım var demedi.. Bunun, çoğu üniversitede de böyle olduğuna eminim... Lisede mesela, fizik dersini kimse dinlemezdi, kimyayı da dinlemezdi, ama ben alttan alınca dinlemek zorunda kalmış ve çok da sevmiştim...Çöp başında kalemtraş açıp, ilkokulda sınıfın ortasında duran sobanın içine mandalin kabuğu atmak kadar zevkli bence kimya ve fizik... ne kadar anlamasam da...İşte o yüzden Stokes bizim de öğretmenimiz olsaydı Newton'a rakip olur muyduk? Tabii ki hayır :)
Şöyle ki, zaten anlattığı ders hakkında yorumu olan bi öğretmenim de olmadı.. Bunu genelde tarih öğretmenleri yapar, yorum katmayı yani, ya da edebiyat... Tarih derslerinde sıkılırdım, savaşların tarihleri, antlaşmaların tarihleri... v.s.. Üniversitede, zorunlu ders İnkılap Tarihi yüzünden 1-3 barajına takılmış ve okulu uzatmış biri olarak tarih dersleri hakkında pek konuşmaya da hakkım yok herhalde.. İlginç olan şeyse aslında tarihi seviyor olmam.. Okulda anlatılanı değil, kendi ulaşabildiğim bilgileri seviyorum.... Yorum konusuna geldince, hiç bir Fizik öğretmenim de,kalkıp benim de şu çalışmalarım var demedi.. Bunun, çoğu üniversitede de böyle olduğuna eminim... Lisede mesela, fizik dersini kimse dinlemezdi, kimyayı da dinlemezdi, ama ben alttan alınca dinlemek zorunda kalmış ve çok da sevmiştim...Çöp başında kalemtraş açıp, ilkokulda sınıfın ortasında duran sobanın içine mandalin kabuğu atmak kadar zevkli bence kimya ve fizik... ne kadar anlamasam da...İşte o yüzden Stokes bizim de öğretmenimiz olsaydı Newton'a rakip olur muyduk? Tabii ki hayır :)
Salı, Temmuz 10, 2007
Cuma, Temmuz 06, 2007
Salı, Temmuz 03, 2007
Pazar, Temmuz 01, 2007
reklam
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)